25 Haziran 2012 Pazartesi

Genel Kurul Değerlendirmesi ve Genel Kurul Gerçekleri [KUTUP-L: 17347]

Kıymetli Meslektaşlarım,

--------------------------------------------------------
“Sözcükler, sözcükler, sözcükler”; Polinus’un Hamlet’e ne okuduğunu sorduğunda aldığı cevap. Masum gibi gözüküyor değil mi? Fakat kadınları ve erkekleri mahfedebilir, daha da ötesi devletleri yıkabilir, korkunç savaşlar başlatabilir, arkadaşlıkları bozabilir, aileleri yıkabilir, sevgilileri ayırabilir ve suçluları ve masumları ağır cezalara itebilir.

Veya tabii ki kahramanlıklar doğurabilir, güzellikler yaratabilir, mutuluk yayabilir, öğretiye yol açabilir, acılı insanları rahatlatabilir ve gerçek kahkayı teşvik edebilir”

Bernard Levin
--------------------------------------------------------------------

ANKOS Derneği ve TKD İstanbul Şubesi Genel Kurul toplantılarının ardından, tartışma listeleri aracılığıyla gönderilen mesajları ve Meslek İçin TKD Meclisi Facebook hesabındaki yorumları, her iki toplatıyı başından sonuna kadar izleyen biri, yıllarca derneklerimizde görev almış bir meslektaş olarak üzüntüyle izledim.

TKD İstanbul Şubesi Genel Kurul toplantı manzarasının nasıl algılandığı ile ilgili yorumların büyük bir kısmına tek kelimeyle “İNSAF” diyerek bazı bilgileri ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Elbette dileğim, mesleğimize ve meslektaşlarımıza zarar vermekten, üzmekten başka bir işe yaramayan bu anlamsız tartışmaların bir an önce son bulması ve tekrar etmemesidir.

Bu mesajı paylaşma amacım, tam listesini bir türlü öğrenemediğim Meslek İçin TKD Meclisi Yürütme Kurulu üyesi arkadaşlarımıza ve çeşitli sosyal platformlarda yorum yapan meslektaşlarımıza bir öz eleştiri çağrısı yapmak, şapkalarını önüne koyup düşünmelerine vesile olmaktır. Şimdi şu soruların cevabını bir düşünelim:
  • Meslek İçin TKD Meclisi Facebook sayfasında ANKOS toplantısı için KORSAN ifadesi kullanılarak, haksız yorumlar yaparak kim ne kazandı? 
  •  ANKOS ve TKD İstanbul Şubesi toplantılarının aynı güne denk gelmesinin ardında art niyet arayarak kim ne kazandı ve aynı günde olmasından kim ne kazandı? 
  • Tespitlerime göre ANKOS toplantısına katılan 22 kişiden 13’ü şube toplantısına da katıldı. Bunlardan biri ANKOS toplantısında YK yedek üyeliğine seçildi ve Meslek için TKD meclisi listesiden de yönetime aday oldu. Bu toplantı neden duyurulmadı, neden haberimiz yok diyerek kim ne kazandı? (Üstelik sadece dernek üyelerine duyurulması gereken bu toplantı ANKOS listesine gönderildi.) 
  • Divan Heyetinde yer alan, çalışmalarıyla uluslararası alanda kabul görmüş meslektaşlarımıza ve özellikle Sayın Ertuğrul ÇİMEN’e yönelik saygı sınırlarını fazlasıyla aşan ifadelerle kim ne kazandı? 
  •  Divan heyetine, sözlü tacizde bulunarak, el kol hareketi ile tehdit ederek, cep telefonu göstererek (bunun anlamını çözemedim),  salonda kaos ortamı oluşturmaya çalışarak kim ne kazandı? 
  • 170’ten fazla insanın gözü önünde yapılan bir seçimi şaibeli göstermeye çalışarak kim ne kazandı? 
  • Eğer bir hak kaybı varsa, hakkın aranması en doğal haktır. Bu hakkı bilerek veya bilmeyerek yanlış adreste arayarak, sapla samanı birbirine karıştırarak kim ne kazandı? 
  • Genç meslektaşlarımızın zihinlerinde yanlış anlamaya sebebiyet verecek  bir ortam ve kişilikler yaratmaya çalışarak kim ne kazandı? 
  •  Üyeliklerle ilgili önergenin tüzükte belirtilen koşulları karşılamadığı (13 imzalı önergenin verildiği sırada divan heyeti haziruna imza atan 146 civarında üye saydı) ve seçim sonucunu değiştirmeyeceği halde ısrarla üzerinde durulması, oylatılmadı denilmesinden kim ne kazandı? 
  • Bu tartışmalar, ilk duyduğumda ciddi derecede rahatsız olduğum “ötekileşmeden”, “ötekileştirmeden” iafadelerine ne kadar katkı sağladı ve kim ne kazandı?
Kuşkusuz bunun gibi bir sürü soru var kafamda. Ben gelen mesajların hepsini empati yaparak okudum. Siz de bir deneyin. Mesajları empati yaparak okuduğunuzda, eminim ki tartışmaların çok gereksiz olduğunu, mesleğimize ve birlikeliğimize zarar vermekten başka bir işe yaramadığını göreceksiniz.

Üyeliklerle ilgili bir duruma da değinerek mesajımı daha fazla uzatmadan, yanlış anlamaya sebebiyet vermeden kesmek isiyorum. Böyle bir amacım ve art niyetim de yok zaten.

Şube Genel Kurul ilanı yapıldığı günlerde, kutup-l’deki mesajlar üzerine Denetleme Kurulu üyelerinden biri olarak Şube Başkanını aradım. “Listeden takip ettiğim kadarıyla bir gurup meslektaşımız seçimlerde aday olacak. Adil bir seçim olması ve sonuca olumsuz bir etki yapmaması bakımından Genel Kurul ilanından sonra üyelik kabulü yapmanız doğru olmaz. Önemli olan kimin değil mesleğimizin kazanması.” diye uyardım. Çünkü ilandan sonra yapılacak üyelikler  seçimin sonucunu etkilemeye yönelik hamle olarak algılanmaktan başka bir işe yaramaz ve bu her iki taraf için de geçerli bir durumdur. Şube başkanı bu uyarımı dikkate aldı. Hatta denetleme kurulu toplantısında bu husus da gündeme gelidi ve uygulamanın belirttiğim şekilde olmasının doğru olacağı konuşuldu.

Sağlıcakla kalın.

1 yorum: